36. bölüm özeti
--------------------------------------------------------------------------------
“Sevginin gücü, her şeye yeter!”
Seçimlerde çıkan karışıklığa çok sinirlenen Erol Hoca, seçim kampanyalarını iptal eder ve oylamayı hemen aynı gün sonuçlandırmaya karar verir!
Emre, Sevgililer Günü’nde Cemre’yle baş başa kalabilmek için Yasemin ve Eren’den yardım ister: Herkesi bir araya getirmek için Uludağ’a bir gezi düzenlemeye karar veren kızlar, bu romantik günde sevgilileriyle eğlenmeyi ve Emre’yle Cemre’nin arasını yapmayı planlamaktadırlar. Ancak eğlence planları, Bayan Berbatov’un yasaklarıyla sekteye uğrar: Bayan Berbatov kızlara, Uludağ’da yapmayı planladıkları bütün aktiviteleri yasaklar!
Bileği sakatlandığı için Uludağ gezisine gidemeyecek olan Mert, Bora’nın da geziye katılacağını duyunca kıskançlık krizi geçirir. Emre, Barış ve Korkut’tan, Gülçin’e göz kulak olmalarını ister...
Cemre, Eren, Gülçin ve Yasemin, Sevgililer Günü’nü Emre, Barış, Korkut ve Bora’yla Uludağ’da geçirirler. Heyecanla dört bir yana dağılırlar: Ne var ki işler hiç de bekledikleri gibi gitmeyecektir! Eren ve Barış, kendilerine gelen tehdit notlarıyla sarsılırken, Cemre ve Emre, beklemedikleri biriyle karşılaşırlar! En büyük macerayı ise, her zamanki gibi Korkut yaşar!
Sevgililer Günü’nde Mert’i yalnız bıraktığı için pişman olan Gülçin, İstanbul’a döndüklerinde bir kutlama daha yapmaya karar verir. Evde çiftler için parti hazırlığı yapan kızlar, Cemre’nin hiç beklemedikleri birini partiye davet etmesiyle şoke olur!
Yarıyıl tatilinde herşey yolunda gidiyormuş gibi gözükürken, Mert’İn kapısına dayanan davetsiz misafirlerin sözleri ortalığı karıştırır: Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan Zeynep’i almaya gelmişlerdir!
--------------------------------------------------------------------------------
37. BÖLÜM ÖZETİ:
Zeynep’in götürülmesinin ardından Mert ve Füsun, Çocuk Esirgeme Kurumu’na giderler. Gülçin ise, kızlara haber vermek için okulun yolunu tutar. Bu arada kızlar, ellerinden kaçırdıkları Bayan Berbatov’un köpeğinin peşindedirler. Köpeği bodrum katında bulurlar ama köpekle birlikte okulda yaşayan hayalet de ortaya çıkar. İşinin başına dönen Güvenlik Görevlisi Muti, kızlara hayaletle ilgili abuk subuk şeyler anlatır. Kızlar her ne kadar inanmasalar da, karşılaştıkları gariplikler karşısında tedirgin olmuşlardır. Bu arada okula gelen Gülçin, olanları kızlara ve hocalara anlatır. Erol ve Bahadır Hoca, hemen Çocuk Esirgeme Kurumu’na giderler. Çocuk Esirgeme Kurumu’nda Mert, sinirlerine hakim olamayınca görevliler Mert’i polise teslim eder. Erol hoca ise, bir yolunu bulup kurumun müdürüyle görüşmeyi başarır. Müdürün Erol Hoca’nın eski öğrencisi çıkması Füsun ve Erol’u rahatlatsa da; adam, Erol Bey yüzünden akademiden atıldığını söyleyince, işler karışır! Bahadır Hoca’nın yardımıyla nezarete düşmekten son anda kurtulan Mert’in morali bozuktur. Çocuklar Mert’e moral vermeye çalışırken, kızların evinde garip şeyler olmaktadır: Aniden açılan camlar, elektirklerin kesilmesi, kızları tedirgin eder. Ardından hayaletle sürekli dalga geçen Bora’nın eli, durup dururken kesilince, kızlar korkmaya başlar. Neyse ki, imdatlarına çocuklar yetişir. Kızlar ve çocuklar, geceyi hep beraber korku içinde geçirirler. Barış ise, Altay’ın uyuşturucudan ölmesiyle, bu hayalet hikayesini birleştirip, kısa bir film çekmeye karar verir! Sabah hayalet korkusuyla uyanan kızlar, hayatlarına bir hayalet gibi girip çıkan Fethi Bey’i karşılarında görünce şaşırırlar. Bu arada Mert, Füsun’la birlikte, Zeynep’i görmeye gider. Kızlar ise, Barış’ın filmi için okula giderler. Filmin çekimleri sırasında, garip olaylar devam eder. Muti kızlara, bu hayaletten kurtulmanın tek yolunun ruhunu çağırmak olduğunu söyler! Eve gittiklerinde, hayaletin “Burdayım” notuyla karşılaşan kızlar, çocukların da bastırmasıyla, çaresiz ruh çağırmaya karar verirler. Ama ruh çağırma seansı hiç de istedikleri gibi gitmez: Hayalet, kendisiyle dalga geçenleri, birer birer cezanlandırır! Çok korkan kızlar ve çocuklar, geceyi hep beraber Mert’in evinde geçirirler... Ertesi gün, hem kızları, hem de çocukları, iki büyük sürpriz beklemektedir: Bir yandan Zeynep’le ilgili şok edici bir gelişme yaşanırken; diğer yandan hayaletin sırrı, ortaya çıkar!
Kaynak:ATV
28.bölüm özeti /ATV Bölüm 17 özet
--------------------------------------------------------------------------------
“Her mutluluğun bir hüznü, her hüznün de bir mutluluğu vardır.”
Bayıldıktan sonra kendine gelemeyen Gülçin’i, kızlar hemen hastaneye götürürler. Doktorlar önemli bir şeyi olmadığını söylese de, Gülçin yavaş yavaş bazı şeyleri unutmaya başlar. Bir şaka olarak başlayan unutkanlık meselesi, zaman geçtikçe ciddi bir hal alır!
Hiç hesapta yokken, Eren’in kuzeni İpek, bir kaç günlüğüne kızlara kalmaya gelir. İpek’in görünüşü her ne kadar Eren’e benzese de; kişiliği, Eren’le taban tabana zıttır. Geldiği ilk dakikadan itibaren kızlara kök söktürür!..
Babasını annesini aldatmasını bir türlü hazmedemeyen Korkut, gece eve sarhoş gelir. Mert ve Zeynep’ten sonra, Yasemin’in uyarıları da bir işe yaramaz. Korkut’la tartışan Yasemin, çekip gider! Korkut ancak o zaman, durumun ciddiyetini kavrar...
Bora, Zeynep’in dönüşünü kutlamak için sürpriz parti hazırlıkları yaparken, kızlar da, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki kimsesiz çocuklar için bir şeyler yapmaya karar verir. Bu arada Cemre ve Gülçin, Erol Hoca’nın geçmişteki büyük aşkının izini bulmak üzere, Erol Hoca’nın okuduğu üniversiteye giderler. Çocuklar ve kızlar, Zeynep’in partisine hazırlanırken, Korkut şok edici bir haberle sarsılır: Babası kalp krizi geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştır! Haberi duyan Yasemin, soluğu hastanede alır. Korkut’un annesiyle tanışan Yasemin, geceyi Korkut’la birlikte hastanede geçirir.
Erol Hoca ve sevgilisi Elif’in, geçirdikleri bir kazadan sonra ayrıldıklarını öğrenen kızlar, gerçeği öğrenmek için emniyete gitmeye karar verirler. Polis arşivindeki bilgilere ulaşabilmek için, Gülçin polis, Eren ise avukat kılığına girer. Arşivdeki polis memurunu kandırmaya çalışırken, adamın Gülçin’e gösterdiği aşırı ilgi, işlerini oldukça zorlaştırır. Okulda ise Bayan Berbatov, İpek’le karşılaşır ve onu Eren sanar. İpek’in ağır sözleriyle sarsılan Bayan Berbatov, ne diyeceğini bilemez.
Korkut’un babası, hayati tehlikeyi atlatmış ve iyileşmeye başlamıştır. Oğluyla duygusal bir konuşma yapan Kudret Bey, kızların ziyaretiyle daha da duygusal anlar yaşar. Bu arada, Gülçin’in unutkanlık krizlerinin her geçen gün artması, kızları oldukça endişelendirmiştir. Hastanedeyken doktorla konuşan kızlar, bunun psikolojik bir hastalık olduğunu öğrenirler. Aynı zamanda, Erol Hoca’nın büyük aşkı Elif’i bulur ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na gelmesini sağlarlar. Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocukları ziyaret eden kızlar, çocuklara hediyeler verir, onlarla birlikte şarkılar söylerler. Bu duygusal dakikaların ardından, Erol Hoca, yıllar sonra ilk defa, büyük aşkı Elif’le karşı karşıya gelir!..
Mutluluk ve hüznün iç içe geçtiği bir günden sonra Gülçin, günlüğünü yazmak için eline alır ama, olanları hatırlayamayınca ağlamaya başlar. Asıl şoku ise, ortalıktan kaybolan İpek’i merak eden Eren yaşar: İpek, Eren’e yapabileceği en büyük kötülüğü yapmıştır!
Kaynak: Yapım şirketi
Atv 18. bölüm özet
--------------------------------------------------------------------------------
“Bir sırrı saklamanın en iyi yolu, o sırrı unutmaktır.”
Barış’la İpek’i öpüşmek üzereyken gören Eren, çok sinirlenir. İpek ise, Eren’le yaptığı duygusal konuşmadan sonra, bir not bırakarak gitmeyi tercih eder. Barış’a çok sinirlenen Eren, Cemre’yle birlikte, ders vermek amacıyla Barış ve Emre’ye küçük bir oyun oynamaya karar verirler!
Erol Hoca, öldüğünü sandığı eski aşkı Elif’le karşılaştıktan sonra acaip değişir. Tıpkı gençliğinde olduğu gibi deli dolu ve hayattan zevk alan bir adam haline gelir. Bu durum başta Füsun ve Bayan Berbatov olmak üzere akademideki birçok kişiyi etkilemeye başlar!
Korkut’un annesi, Yasemin’i yemeğe davet eder. Panik olan Yasemin, yemeğe gitmek istemez. Hatta yemek yaklaştıkça korkuları, kabusa dönüşmeye başlar. Ancak herşeye rağmen kaderinden kaçamayacaktır!
Bir arkadaşlarının babasının acil kana ihtiyacı olması nedeniyle Cemre, adamla kan grubu uyuşan Gülçin’i ikna etmeye çalışır. Kan vermekten korkan Gülçin heyecanlanınca Mert’in sevgilisi olduğunu unutur. Unutkanlık sorunu gittikçe ciddileşen Gülçin, hastanede kan verdikten sonra, arkadaşlarının babasıyla konuşur. Adam Gülçin’e saklaması için bir CD verir. Gülçin ise daha hastaneden çıkmadan CD’yle ilgili herşeyi unutmuştur!
Mert Gülçin’e sevgili olduklarını nasıl hatırlatabileceğini düşünürken Korkut, en iyi çözümün besteleri olduğunu söyler. Mert büyük umutlarla herkesi karaoke bara götürür. Ancak Cemre ve Eren’in, Emre ve Barış’a karşı sürdürdükleri küçük oyunları da devreye girince, çocuklar başlarını belaya sokmadan duramazlar. Güzel başlayan gece, kızlara asılan bir kaç çocuk yüzünden kavgayla sonuçlanır! Döndüklerinde Gülçin, ne olduğunu hatırlayamadığı CD’yi, Mert’in karaoke bara giderken hazırladığı CD’lerle birlikte Mert’in evine bırakır!
Kızlar, ertesi gün kaza geçirdiğini sandıkları arkadaşlarının babasının vurulduğunu öğrenir. Endişelenen kızlar, Komiser Kemal’i ararlar. Komiser Kemal, kılık değiştirerek akademiye gelir. Bu arada esrarengiz iki adam, kızları takip etmeye başlar!..
Akademide kan bağışı kampanyası başlatan kızlar, kan vermekten korkan çocukları ikna etmeye çalışırır. Bora’nın içinde ne olduğunu kimseye söylemediği çantasını Gülçin’e emanet etmesi, kızların peşinde olan adamların dikkati çeker. Adamların çantanın peşine düşmesiyle, kan bağışı kampanyası, birden heyecanlı bir kovalamacaya dönüşür. Kovalamacanın sonunda Bora’nın çantasıyla kaçan adamlar, çantada aradıklarını bulamazlar ve bunun üzerine kızların evine gelirler!
CD’nin kızlarda olduğunu düşünen adamlar, istediklerini almadan gitmemeye kararlıdır. Ne yazık ki kızların adamların istediği CD hakkında en ufak bir fikirleri bile yoktur!..